Atmosferi İle Sizi İçine Çekecek Büyüleyici Mağaralar
Mağaralar gizemli ve ürkütücüdür. Her mağaranın ihtişamı kendine özgüdür ve her bir mağara size farklı bir hikaye sunar. Bazı mağaralar ünlü olmasına rağmen, bazıları henüz yeni keşfedilmektedir. Yerin altındaki mağaralarda, farklı eko sistemler ve yeraltı nehirleri bulmak mümkündür. Gezginler karanlık mağaraları keşfetmeyi ya da ateş böceklerinin aydınlattığı mağaraların görkemini görmeyi seçme şansına sahiptirler.
Bu mağaralardan bazıları bazılarıysa ihtişamıyla kalbinizde ve aklınızda yer edecek. Daha önce hiç mağara dolaşmadıysanız, dünyadaki sayısız mağaralardan en büyüleyici olanlarını sizin için seçtik.
Bu İçerikte Neler Var?
Kristal Mağara, Chihuahua, Meksika
Eşi benzeri olmayan Cueva de los Cristales ya da Kristal Mağara; 2000 senesinde iki kardeşin Naica madeninde, yerin 300 metre altında bulduğu bir mağaradır. Oldukça büyük kristallere ev sahipliği yapan bu mağara bilim adamlarınca da merak konusu olmuştur. Mağaranın girişine yaklaşık olarak yirmi dakikalık bir yolculuktan sonra ulaşıyorsunuz. Bu yolculuk sırasında madenin girişinden, derinlere indikçe artan bir karanlık ve nem miktarı size eşlik ediyor. Mağaraya birazcık yorularak ulaşsanız da, içeri giriyorsunuz ve karşınızda büyükçe ve oldukça kalın olan, ışık saçan türlü şekillerdeki kristal yapıları görüyorsunuz. Beş yüz, bin yaşından daha büyük olduğu söylenen bu kristallerin evini keşfetmek oldukça sıra dışı ve unutulmayacak bir macera sunuyor.
Bu mağara adeta masallardan çıkmış gibi; binlerce ateş böceği yıldızlı bir gecedeki gibi etrafı aydınlatıyor, sadece bütün bu gösteri yerin altında oluyor. Kireç taşlarından oluşan bu mağaraların derinliklerinde nutkunuzun tutulacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu tip ateş böceği yalnızca Yeni Zelanda’ya özgüdür. Her biri sivrisinek büyüklüğünde milyonlarca ateş böceğinin doldurduğu bu mağarada botunuzla suyun üzerinde süzülürken keşfedilecek çok şey olduğunu hissedeceksiniz. Bu mağarayı geçip ulaşacağınız yerde de Aranui Mağarası bulunuyor. Ulaşacağınız bu mağarada da çeşitlik dikitler ve göz alıcı formlardaki kireç taşları bulacaksınız.
Fingal Mağarası, Staffa, İskoçya
Fingal Mağarası, volkanik adalardan birisi olan Staffa’da bulunuyor. Bu mağaranın göz alıcı noktası çeşitli karataş kolonlarının sırayla dizilmiş olması. Sadece mağaranın içinde değil, bulunduğu yerin dışından içine kadar her yerinde bu kolonlardan bolca var. Denizden girişi olsa bile deniz yoluyla mağaranın içlerine kadar ilerleyemiyorsunuz. Kırılmış kolonlardan oluşan ve hemen girişte indiğinizde içlere doğru yürüyebileceğiniz yapılar mevcut. Neredeyse bütün kolonlar elle yapılmış kadar düzgün ve bu yüzden de insana inanılmaz ve hayal edilemez şeylerin dünyada var olduğunu hatırlatıyor.
Lascaux Mağarası, Motignac, Fransa
Lascaus Mağarası, günümüzdeki muhteşem arkeolojik keşiflerden bir tanesidir. On yedi bin yıl öncesinden kalma duvar resimlerine ev sahipliği yapmaktadır. 1940 yılında Montignac’lı dört çocuk ve köpeklerinin bulduğu bu uzun zamandır unutulmuş mağara, arkeoloji alanında bir devrim niteliğindedir. Resimlerin bir çoğu, mağaranın bulunmasının açıklandığı zamanlarda tahrip edilmiş olsa da, günümüzde zarar görmemiş yazılar koruma altına alınmıştır.
Onondaga Mağarası, Missouri, ABD
Missouri, “Mağara Eyaleti” olarak da tanınır. Altı binden fazla mağaraya ev sahipliği yapmaktadır. Onondaga Mağarası, bu mağaralar arasından belki de en büyüleyici olanı. Dikitler ve sarkıtların yanındaki travertenler halen oluşumlarına devam etmektedir. Onondaga’yı oluşturan gedikler zamanla suyun aşındırmasıyla oluşmuştur. Mağaranın içerisinde yürürken toprakla ve taş yataklarıyla gizlenmiş yeraltı nehirlerinin üzerinden geçiyorsunuz. Mağaranın dışındaki bazı bölgelerde, içerisinden akan nehirleri de bulmak mümkün. Mağara keşfetmeyi seviyorsanız, Missouri’ye, özellikle de Onondaga Mağarasına kesinlikle gitmelisiniz.