Bu hafta başkent Ankara’daydım. Bu şehre geldiğim zaman birçok tarihi yeri görecek olmanın heyecanı ile dolmuştum ve hislerimde yanılmadığımı anladım. Ülkemizin en kalabalık ikinci şehri olan Ankara hepimizin bildiği gibi İç Anadolu Bölgesi’nde yer alır ve bir nevi Türkiye’nin merkezinde bir konumdadır. Müzeleri, parkları, düzenli hayatı, birbirlerine saygılı olan insanlarla çevrili bir şehir olması, hem büyükşehir hem de Anadolu’nun güzel havasını yaşatması ilk gözüme çarpanlar arasında kalmıştır. Sanat galerileri, gece hayatının renkli ve güzel müzik yapan gençlerle dolu olması da şehre dinamik bir hava kazandırıyor. Başlıca ilçeleri olan Ulus, Çankaya, Kavaklıdere ve Kızılay her biri kendine özel renkleri ile dolu yerlerdir. Şehirde 200 civarında konaklama tesisi mevcut ve her keseye uygun seviyede bir tesis bulmak mümkün. Ulaşım açısından da gayet sorunsuz bir şekilde ulaşabileceğiniz Ankara, bir dönem memur şehri olarak anılsa da, günümüzde birçok kültürel ve politik etkinliğe ev sahipliği yapması, spor müsabakalarının düzenlenmesi hatta televizyon dizilerinin çekim mekanlarına sahip olması ile gözde şehirlerimizden biri olma özelliğini korumaktadır.
Ankara’yı dolaşmak için bir günün yetmediği kesin. Bu güzel şehre gelir gelmez mıknatıs gibi bir etki ile beni kendine çeken Anıtkabir oldu. Ulu Önderimiz Atatürk’ün yattığı yer olan ve yıl boyunca ziyaretçi akınına uğrayan Anıtkabir’in önemli bir bölümü Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’dir. Türkiye’nin her ilinden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelen toprakların da Anıtkabir’de toplandığını belirtmemde fayda var. Aslanlı Yolu, Tören Meydanı ve Mozolesi ile görülmeye değer en kıymetli yerlerden biri olan Anıtkabir’e ulaşım da son derece kolay.
Biletall.com’dan En Ucuz Ankara Uçak Biletini Bul »
Şehrin merkezi olan bu meydanda her zevke uyacak kafeler, restoranlar, alışveriş olanakları bulunmakta ve akşam saatlerinde de oldukça renkli ve hareketli bir atmosfere bürünen yerde canınızın asla sıkılmayacağına eminim. Hemen her damak tadına uyacak yeme içme mekanları, sinema ve tiyatro alternatifleri, müzik mekanları özellikle gençlerin bu meydana gelme sebeplerindendir.
Şu sıralar tadilatta olan Atakule, alışveriş merkezi ihtiyacı duyanların gittiği en uğrak yerlerden biri. 1989 yılından beri Ankara’ lılara hizmet veren kule, Türkiye’nin ikinci, Ankara’nın ise, ilk alışveriş merkezi olma özelliğine sahip. Uzunluğu 125 metre olan kulenin döner restoranı ilk zamanlarda oldukça ses getirmişti, halen de bence en ilginç mekanlardan biri çünkü yukarı çıktığınızda manzara bir harika.
Özellikle tarihi evlerden hoşlananlar için biçilmiş kaftan olan bu bölgenin sokaklarında dolaşıp eski evlerin muhteşem mimarisini izlemek ayrı bir keyif. Altındağ ilçesinde yer alan bu mahalleye geldiğinizde kendinizi 19. yüzyılın başlarında buluyorsunuz ve bir süreliğine bile olsa oradan ayrılmak istemiyorsunuz. Hamamönü’ ne geldiğinizde Mehmet Akif Ersoy Müze Evi ve parkını ziyaret etmeyi sakın unutmayın. Özellikle Ramazan ayında denk getirip ziyaret ederseniz bambaşka bir hava içine gireceğiniz de kesin.
Çankaya ilçesinde bulunan Kavaklıdere’de yer alan Tunalı Hilmi Caddesi, ünlü markalarla dolu çeşitli mağazalar, kafeler, restoranlarla dolu hareketli bir yer. Burada yer alan Kuğulu Park ise, Ankaralıların buluşma noktalarından biri. 1958 yılında hizmete açılan park, ismini o dönem Viyana Belediye’sinin hediye ettiği kuğulardan almaktadır. Atatürk Bulvarı ile Polonya ve Tunalı Hilmi Caddesi’nin ortasında bulunan Kuğulu Park, Ankara’ya geldiğinizde görmeniz gereken güzel yerlerden biri.
Ankara’da belki deniz yok ama yeşil alan ve park anlamında birçok büyük şehre örnek olacak güzellikte mekanlar var. Atatürk Orman Çiftliği de bu güzel mekanlardan biri. Mustafa Kemal Atatürk’e hediye edilen bölge, 52 bin dönüme sahip bir arazi üzerine kurulmuştur. Türkiye’nin en büyük hayvanat bahçesine sahip olan bölgede ayrıca, Selanik’te Atatürk’ün doğduğu evin bir benzeri de bulunmaktadır.
Ankara’daki tarihi yapılar saymakla bitmiyor ve benim sizlere tanıtabildiğim belli başlı isimler en çok uğrak yeri olan ve ziyaretçisi bulunan yerler olarak geçiyor. Gezebildiğim kadarı ile sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyduğum kadar ben de her ziyaretim de yeni yerler keşfedip daha ayrıntılı bilgiler elde ediyorum. Ankara Kalesi’nin geçmişi, M.Ö.2.yüzyıla kadar uzanmakta. Daha önce Roma ve Bizans dönemlerine ev sahipliği yapan yapı sonradan Selçuklu ve Osmanlılara geçmiş, doğal olarak birçok hasara uğramış ve günümüze gelene kadar da sayısız tadilattan geçmiştir. Kalenin çevresinde şehrin uğrak gezi yerleri mevcut ve günümüzde belli dönemlerde bu kalede düzenlenen oldukça renkli ve ses getiren festivaller düzenlenmekte.
Müze ve park kültürünün belki de Türkiye’de layığı ile yerine getirilen en özel yapılarına ve bölgelerine sahip olması, diğer şehirlerimize örmek olacak bir şekilde gelişmesi ve korunması, Ankara’nın tutkunu olanlarını daha iyi anlamama yardımcı olmuştur. Dilerim şehircilik anlayışı ile yola çıkılan her proje bu güzel şehirdeki sistemi örnek alır ve yurdumuzun her bölgesinde bu anlayış gelecek nesillere aşılanır.
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…
