Dünya’nın en etkileyeci coğrafi bölgesine sahip Yeni Zelanda’yı merak ediyor musunuz? Yüzüklerin Efendisi film serisi ile hayran kitlesini daha da çok artıran, bulutlar ülkesi Yeni Zelanda’yı hadi gelin birlikte keşfedelim. Daha yazının ortalarında kendinizi Yeni Zellanda’ya bilet alırken bulmanız mümkün, şimdiden söyleyelim.
Adanın isiminin Yeni Zelanda olmasının ilginç bir hikayesi var aslında. 1642 yılında adaya ilk gelen Avrupalı, Hollanda’nın Zealand yani deniz toprağı anlamına gelen şehrinin Dünya’nın en uç noktasında da hayat bulmasını istediği için bu ülkenin adını New Zealand koymuştur. Ülkenin adı o günden bu güne New Zealand adını korur. Yeni Zelanda’nın yerli halkı olan Maoriler, topraklarına uzun beyaz bulutların ülkesi anlamına gelen “Aoetaroa” isimini vermişlerdir.
Biletall.com’dan En Ucuz Yeni Zelanda Uçak Biletini Bul »
Yeni Zelanda halkı aynı zamanda kendilerine “kiwi” adını vermektedirler. Bunun sebebi ülkelerinin sembolü olan kiwi kuşudur. Kanatsız bir kuş türü olan kiwi Yeni Zelanda halkı için çok önemlidir. Topraklarında yaşayan hayvanlar olsun, milli parkları ve buzulları ile olsun doğal yaşamın bozulmadığı Yeni Zelanda’da gezilecek yerlerin listesini sıraladıkça gitmek için kendinize uygun bir tarih bulmak isteyeceksiniz 🙂
Adrelinin başketi Queenstown ile gezilecek yerler listemize başlayalım. Wakatipu Gölü’nün kenarında Güney Alp Dağları tarafından çevrilmiş Yeni Zelanda’nın macera başketi olarak kabul edilen Queenstown, adrenalin düzeyini artıran birçok spora ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan bazıları: skydiving, bungy jumping, canyon swing, jet boating, canyoning, rafting, luge, dağ bisikleti, heliski, paraşütçülük ve trekking. Sadece doğa gezileri bana yetmez tatilime “aksiyon” da katmak istiyorum derseniz, Queenstown’u ziyaret etmeden Yeni Zelanda’dan ayrılmayın deriz.
Bir diğer rotamız ise Fiordland Milli Parkı. Bu park, eriyen buzullardan sonra oluşan bir parktır. Buzulken ayrı güzel erimişken ayrı güzel olan dağlar bize kendimizi Yüzüklerin Efendisi filminin içinde gibi hissettirmiyor değil. Dünyanın en ünlü fiyordlarından olan Milford Sound ile ulaşım oldukça rahattır. Doğal yaşamla iç içe seyahat etmek isteyenler ya da kamp yapmak isteyenler için Milford Sound’a giden yolda bizleri, ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz ve dinlenebileceğimiz kamp alanları karşılar. Böylece kendimizi şehrin gürültüsünden arındırmak, doğanın kollarına bırakmak için müthiş bir fırsat yakalamış oluruz. “Doğayla iç içe olalım, iyi güzel de; yılan yok mu bu ülkede?” diye soracak olursanız güzel bir haberimiz var! Ülkede hiç yılan yok. Ülkedeki koyunların sayısı insan sayısından daha fazla onu da yeri gelmişken belirtelim 🙂
Coğrafi yapısının bir hayli değişik olduğunu söylediğimiz Yeni Zelanda; buzulların, fiyordların, altın renkli sahillerin yanı sıra volkanik bölgelere de ev sahipliği yapmaktadır. Volkanik patlamaların meydana geldiği, kendine has kokusu olan Rotorua’dan bahsediyoruz tabi ki de. Bölgeye ilk gelenleri bozuk yumurta kokusuyla karşılayan bu volkanik göl, içinde bulundurduğu hidrojen sülfürden dolayı çevreye böyle bir koku yayar. Göğe doğru fışkıran sıcak su kaynaklarıyla ünlü olan bölge, Yeni Zelanda’nın en çok ilgi gören yerlerinden biridir. Gölden yükselen gayzerleri izlemeden burayı terk etmemenizi öneririz.
Yıldızlara, bulutlara kendinizi yakın hissetmek ister misiniz? O halde Yeni Zelanda’nın en yüksek dağı olan Mount Cook’a çıkmayı ihmal etmeyin. Dağa çıkmak isteyenler için çeşitli seviyelerde birçok trekking rotası bulunuyor. Mt Cook Milli Park’ın içinden belirlenen rotaları takip ettiğinizde zirveye ulaşabilirsiniz. Trekking rotalarının dışına çıkmamanız oldukça önemlidir. Aman dikkat! Bir anda kendinizi zorlu doğal şartlarının ortasında bulabilirsiniz.
“Buraya kadar geldik ve buzulların üzerine çıkmadan gitmeyiz” derseniz sizi Westland Milli Parkı’na bekleriz. Buzulları bozulmamış olan bu parka ilgi büyüktür. Özellikle Franz Joseph ile Fox Glacier buzullarında özel kıyafetler giyerek buzul yürüyüş gruplarına katılabilirsiniz. Çok iyi bilinen rehberler tarafından gezilen bölgede gruptan ayrılanlar için sonuç maalesef kötü olmaktadır.
UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınan Tongariro Milli Park’ı, dünyada kurulan dördüncü milli park olmuştur. Yeni Zelanda’nın yerli halkı için bu park kutsal sayılmaktadır. Parkın bazı yerlerinde dini alanlar bulunur. Parkın merkezinde üç tane aktif yanardağ da yer almkatdır. Bunlar; Ruapehu, Ngauruhoe ve Tongariro’dur. Yürüyüş yapmak isteyenler için oldukça iyi bir bölgedir. Doğal güzelliklerini yazmakla bitiremeyeceğimiz Yeni Zelanda’ya gitmek için artık bir sürü sebebiniz olduğunu düşünüyoruz. Ne duruyorsunuz? Hemen bir sırt çantası hazırlayın ve yollara düşün. 🙂
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…