Ülkemiz için Kasım ayının ve hatta yılın en hüzünlü günü geldi. Cumhuriyetimizin kurucusu, fikirleri ve yaptıklarıyla Türk halkının öncüsü Mustafa Kemal Atatürk’e veda ettiğimiz gün 10 Kasım.
Atatürk’ün ilke ve prensiplerini anlamak onun hayatını anlamak ile başlar. Bu nedenle, bu yazımızda sizlere Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatından bahsettik.
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik’te, üç katlı pembe bir evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım’dır.
Öğrenim çağına gelince annesinin isteğiyle Hafız Mehmet Efendi’nin mahalle mektebinde eğitimine başlamıştır, ancak babasının isteğiyle daha modern eğitim veren Şemsi Efendi Mektebi’nde eğitimine devam etmiştir. Bu süreçte babasını kaybetmiş, bir süre dayısının çiftliğinde vakit geçirmiş, sonrasındaysa Selanik’e dönüp okulunu bitirmiştir.
1893 yılında Selanik Askeri Rüştiyesi’ne giren Mustafa, matematik öğretmeni Mustafa Efendi’den “Kemal” adını alarak “Mustafa Kemal” olmuştur. Selanik Askeri Rüştiyesi’ni bitirip 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi’ne başladı.
1899 yılında Manastır Askeri İdadisi’ni bitirdikten sonra, İstanbul’da Harp Okulu’nun piyade sınıfına yazılmıştır. Harp okulundan “teğmen” rütbesiyle mezun olan Mustafa Kemal, 1902 yılında Harp Akademisine girdi. 1903 yılında ikinci sınıfa geçerek üsteğmenliğe yükselmiş ve 1905’te yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisi’nden mezun oldu.
Mustafa Kemal, öğrencilik ve gençlik dönemleri sırasında ülke ve millet sorunlarıyla yakından ilgilenmiştir. Çevresinde, aydın ve ileri fikirli bir subay olarak tanınmıştır. Bu nedenle, yönetim karşıtı fikirlerinden dolayı mezuniyetinden sonra kısa bir süre gözaltında tutuldu.
1905 yılında Şam’daki 5. Ordu emrine atandı ve burada, bazı arkadaşlarıyla birlikte Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurdu. Daha sonra bu cemiyetin Beyrut, Yafa ve Kudüs’te şubeleri açıldı. 1906 yılında Selanik’teki şube aynı yıl Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne katıldı ve 1907 yılında Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşti.
Mustafa Kemal, 1907’de kıdemli yüzbaşı rütbesini aldı. Daha sonrasıda Manastır’da bulunan 3. Ordu Karargahına atandı. Karargahın Selanik’teki kurmay şubesinde çalışmaya başlamasının yanında görevine ek olarak, kendisine Üsküp-Selanik arasında Doğu Demiryolu Müfettişliği görevi verildi.
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Merkez Komitesi’nce, Meşrutiyet’in ilanını takiben oluşan tepkileri önlemek için Trablusgarp’a gönderildi. Buradaki huzursuzluğu giderince 1909’da Selanik’e geri döndü. Aynı yıl Hareket Ordusu ile beraber Selanik’ten İstanbul’a hareket etti. Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ikinci büyük kongresine Trablusgarp delegesi olarak katılıp ordunun siyasetten çekilmesini, cemiyetin, halkın içindeki teşkilatını genişleterek millete dayanan bir siyasi parti olmasını savundu. Cemiyet görüşlerine katılmadığı için kendini cemiyetten uzak tutarak askeri görevine odaklandı.
1911 yılında İstanbul’da Genel Kurmay Başkanlığı’nda çalışmaya başladı. Aynı yıl Trablusgarp Savaşı’na gönüllü olarak katıldı. Bu bölgede İtalyanlara ağır kayıplar verdirdi. 1912’de Balkan Savaşı başladığında, Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle savaşa katıldı. Aynı yılda, Sofya’da askeri ataşe olarak atandı ve bu görevdeyken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi.
Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Mustafa Kemal kendisine bir görev verilmesini istedi ve 1915’te Tekirdağ’da kurulacak 19. Tümen Komutanlığı’na atandı. Çanakkale’deki “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” sözü cephenin kaderini değiştirdi. Çanakkale’de bir kahramanlık destanına imza atarak akıllara kazındı. Bu başarı ile Mustafa Kemal albaylığa yükseldi.
1916’da tümgeneralliğe yükselen Mustafa Kemal Muş ve Bitlis’in geri alınmasını sağladı. 31 Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Gruba Komutanlığı’na getirildi. Sonrasındaysa Harbiye Nezareti’nde göreve başladı.
Mondros sonrasında İtilaf devletletinin işgale başlamaları üzerine Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Sivas Kongresi’ni toplamak vatanın kurtuluşu için bir yol belirlenmesini sağladı.
1919’da Ankara’da heyecanla karşılanan Mustafa Kemal, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında büyük bir adım attı. Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanması için meclis, gerekli yasaları kabul edip uygulamaya soktu.
Kurtuluş Savaşı 15 Mayıs 1919’da, Yunan işgalindeki İzmir’de ilk kurşunun atılmasıyla başladı. Kuvayı Milliye adındaki milis kuvvetler ile ordunun bütünleşmesini sağlayıp savaşı zaferle sonuçlandırdı.
Birinci İnönü, İkinci İnönü, Sakarya Zaferi, Büyük Taarruz ve daha birçok bölgedeki zaferlerimiz ile milli mücadele başarıyla sonuçlandı. Sakarya Zaferi’nden sonra Mustafa Kemal’e, Mareşal rütbesi ile Gazi ünvanı verildi.
24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile Kurtuluş Savaşı sonuçlandı. Böylece yeni Türk devletinin kurulması için bir engel kalmadı.
Mustafa Kemal Atatürk, 13 Ağustos 1923 tarihinde TBMM Başkanlığı’na seçildi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmesiyle Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi.
15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Kurtuluş Savaşı’nı ve Cumhuriyet’in kuruluşunu anlatan 10. Yıl Nutku’nu okudu. 24 Kasım 1934’te soyadı kanunu gereğince TBMM tarafından kendisine “Atatürk” soyadı verildi.
Özel yaşamını sadelik içinde yaşayan Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım ile birlikte birçok yurt gezisine çıktı. Birçok çocuğu evlat edindi ve himayesi altına aldı.
Bütün hayatı mücadele içinde geçen Atatürk’ün 1937 yılının sonlarına doğru sağlığı bozulmaya başladı, Ocak 1938’de karaciğer yetmezliği daha da belirginleşti. Atatürk son günlerini İstanbul’da doktorların gözetiminde geçirdi. 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat dokuzu beş geçe bedenen aramızdan ayrıldı. Ölümü bütün dünyada büyük üzüntü yarattı. 10 Kasım 1953 yılında Anıtkabir’deki ebedi istiratgahına gömüldü.
“Benim nafiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Mustafa Kemal Atatürk
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…