Karadeniz’in doğusunda Gürcistan’ın kuzey batısında yer almaktadır. Köklü bir geçmişe sahip olan ülke, 1994 yılında Gürcistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Gezip görülecek pek çok güzelliğe sahip olması sayesinde yoğun ilgi görmektedir. Biz de bu yazımızda, Abhazya’da gezilecek en güzel yerleri sizler için derledik.
Bir grup rahip tarafından 1874 yılında inşasına başlanan Novi Afon manastırı, Osmanlı-Rus savaşı sebebiyle ancak 1879’da tamamlanabilmiştir. Etrafı yeşilliklerle dolu olan bu tarihi ve turistik manastır, ülkenin yanı sıra dünyada da önemli manastırlar arasındadır. İhtişamlı ve etkileyici bir yapısı olan manastırı, Abhazya gezi listenize eklemeli ve mutlaka ziyarete gitmelisiniz.
Başkent Sohum’un kıyı kesiminde yer alan deniz feneri, tarihin izlerini üzerinde taşıdığından dolayı görenleri oldukça etkilemektedir. Şehrin en önemli tarihi yapılarından birisi olan fener, deniz manzarası eşliğinde daha da çekici hale geldiğinden bu güzelliği görmeden dönmemenizi tavsiye ederiz.
Ülkedeki en önemli dini yapılardan birisi olan kilise, uluslararası bir değere sahiptir. Ulusal önemi sayesinde anıt statüsü verilmiştir. Bu öneminin yanı sıra günümüzde klasik müzik konserleri de yapılmaktadır. Bu sebeplerden ötürü mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisidir.
Şehrin merkezinde bulunan park, şehitlik olarak da anılmaktadır. 1992-1993 yılları arasında Gürcü işgali esnasında hayatını kaybeden şehitlerin mezarları bu parkta bulunmaktadır. Birçok anma ve kutlamaya da ev sahipliği yapan bu önemli parkı, ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Muhteşem doğası ve mis gibi havasıyla büyüleneceğiniz bir yer olan Ritsa gölü, aynı zamanda ülkenin en derin göllerinden birisidir. Kafkas dağlarıyla çevrelenmiş göl, gelenlere harika manzaralar sunmaktadır. Göl çevresinde bulunan şelaleleri ve kanyonu da eklersek adeta cennet gibi bir yer. Ayrıca gölün yakınlarında Sovyetler Birliği liderlerinden Josef Stalin’in yazlık evi yer almaktadır. Geziniz esnasında bu evi de ziyaret edebilirsiniz. Etrafındaki yeşilliğiyle ve tertemiz havasıyla, burada uzun süre kalmak isteyeceğinize eminiz.
19.yüzyılda askerlerin tedavisinde kullanılmak amacı ile bahçede bitki yetiştirilmeye başlanmıştır. Farklı yerlerden gelen bitkilerle ve çoğalan bitki türleriyle bu bahçe, günden güne büyümüş ve 1894 yılında park olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen pek çok farklı türde bitkiyi bir arada görmek için bu büyüleyici parkı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
1901 yılında inşa edilen park, bir turizm merkezi amacıyla kurulmuştur. 14 hektarlık bir alanda bulunan park, içerisinde okaliptüs, mercan ağacı, manolya, zakkum gibi birçok ağaç türünü barındırmaktadır. Bu muhteşem ağaçların ve pek çok bitki türünün yanı sıra, Asya, Avustralya ve Amerika’dan getirilen egzotik bitki türleri de yer almaktadır. Birçok farklı hayvan türüne de rastlayabileceğiniz bu muazzam parkta harika vakit geçirecek, yeşilliğe doyacaksınız.
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…