Bu hafta fındık üretiminin %51’ini karşılayan, Karadeniz Bölgesi’nin güzel ili Ordu’daydım. Bununla birlikte Ordu sadece fındık üretimi ile değil; özellikle son yıllarda öne çıkan kivi ve soya üretimi ile de başı çekmektedir. Ordu’nun benim için olduğu kadar çoğu kişi için bir diğer önemli özelliği çocukluğumuzun Sagra çikolatalarının bu il sınırları içinde üretilmesidir. Fındık üretimi elbette bu bölgede bir çikolata fabrikasının açılmasına öncülük etmiştir. Avrupa standartları ile karşılaştırıldığında son derece kaliteli ve lezzetli çikolatalar kurumsal markalarla Ordu’dan çıkmış oluyor. Ordu aynı zamanda zengin bir turizm potansiyeline sahip bir şehirdir. Gerek kıyı turizmi gerek yayla turizmi ve tarihi atmosferi ile hem yüzmeye hem de trekking yapmaya oldukça elverişlidir. Karadeniz’in en lezzetli balıkları elbette bu kıyılara da uğramakta ve oldukça lezzetli bir yöresel yemek kültürü de ortaya çıkmaktadır. Ordu’da gördüğüm kadarı ile sizlere ileteceğim yerler oldukça güzel ve heyecanlıdır.
450 metre yükseklikteki Boztepe’den muhteşem bir Karadeniz manzarası izleyebilirsiniz. Merkezden teleferikle ulaşımın sağlandığı tepeye araçla da çıkmak mümkündür. Elbette teleferikle çıkmanın da tadı çok ayrı ve oldukça heyecan verici bir deneyimdir. Bölgede yeme içme ve dinlenme tesisleri de mevcuttur ve çayınızı kahvenizi içerken Ordu’nun güzelliğini izlemek de para ile ölçülemeyecek derecede değerlidir.
Bu krater gölü şehir merkezine 17 km uzaklıkta bulunuyor. Gördüğünüzde kendinizi adeta bir belgesel kanalının içindeymiş gibi hissediyorsunuz. Alan 26,5 hektar büyüklüğünde ve Ordu’ya geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken bir bölgedir. Özellikle sonbahar mevsiminde yaprakların onlarca tona büründüğünü görmek için mutlaka uğramalısınız. Ordu’dan ulaşım 1 saat 45 dakika sürdüğü bu bölgede, ayrıca üç tane de heyelan set gölü bulunmaktadır. Yapısı itibari ile manzarası gerçekten görülmeye değer bir yerdir.
1992 yılında turizm merkezi ilan edilen Perşembe Yaylası, Aybastı ilçesine 17 km uzaklıkta bulunuyor. Yaklaşık 1500 metrelik rakıma sahip olan bu yaylada özellikle Temmuz ayı içinde her yıl şenlikler düzenleniyor. Yarışmalar, danslar, folklor gösterileri, at yarışları, güreş müsabakaları ve daha birçok eğlenceli sosyal ve kültürel aktiviteler düzenleniyor. Safari ve yamaç paraşütü yapmak isteyenlerin de oldukça keyif alacağı Perşembe Yaylası’nda ayrıca tarihi yapılara da rastlamak mümkündür. Buraya gelmişken Çiseli Şelalesi’ni görmeden, Karga Tepesi’ne çıkmadan dönmeyin derim.
Zincirleme bir şekilde dizilen bir yapıda konumlanmış olan kale, denize doğru uzanan bir burun üzerinde bulunmaktadır. Oldukça keyifli ve değişik bir manzaraya sahip olan bu kale aslında bir tür gözetleme kalesi olarak inşa edilmiştir. Pontus Rumlarından kalma kale günümüze kadar özgünlüğünü korumayı başarabilmiştir. İç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşan bu tarihi yapıda kesme taşlar kullanılmıştır. İçinde küçük bir de şapel bulunan Bolaman Kalesi, Ordu’nun Bolaman beldesinde yer almaktadır. Bununla birlikte iç kale üzerinde bir de ahşap bir konak yer almaktadır. Haznedaroğlu Konağı ismindeki bu yapı, çift cumbalıdır ve dönemin mimarisini çok güzel bir şekilde yansıtmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onarılan konak 2009 yılından beri de Geleneksel El Sanatları ve Yöresel Yemekler Lokantası olarak ziyaretçilerine hizmet vermektedir.
Eski Cezaevi ve Kilise olarak da bilinen bu yer, kentsel SİT alanı içinde bulunuyor. Doğu-batı yönünde ve dikdörtgen şeklinde yapılan kilise, dönemin kendine özgü egzotik mimarisini yansıtmaktadır. Tamamıyla kesme taştan yapılmıştır. Kubbesi hariç bu zamana kadar ayakta kalmayı başarabilmiştir. 1853 yılında dönemin Hıristiyanları tarafından yaptırılan kilise günümüzde çok amaçlı bir kültür merkezi haline getirilmiştir. 2000 yılından bu yana da bu önemli yapıda çeşitli sosyal ve kültürel aktiviteler gerçekleştiriliyor.
Biletall.com’dan Ordu’ya En Ucuz Uçak Biletini Bul »
1896 yılında inşa edilen konak, Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmıştır. 1980’li yılların başında onarıma alınan konak, 1987’den itibaren de Paşaoğlu Konağı ve Etnoğrafya Müzesi olarak hizmete açılmış bulunmaktadır. Binanın birinci katında etnografik eserler sergileniyor. Döneme ait silahlar, takı ve elbiseler görsel olarak sunuluyor. İkinci katı ise, dönemin konak özelliklerine uygun ne varsa her türlü muhteşem ayrıntı düzenlenmiştir. 19. yüzyılın sivil mimari özelliklerini görmek ve hissetmek isteyen herkes yolunu Paşaoğlu Konağı’na düşürmelidir.
Ordu ilinin tarihi ve doğal güzellikleri saymakla bitmiyor. Tarihi olduğu kadar doğal zenginliği de bir o kadar fazla olan ilimizde Gaga Gölü de görülmeye değer bir güzellik taşıyor. Özellikle ilkbahar ve sonbahar mevsiminde göl kıyısında uzun yürüyüşler yapmak ve taze göl havası solurken kuş sesleri ile bütünleşmek isteyenlerin mutlaka görmesi gereken bir yerdir. Diğer göllere nazaran daha derin suları birkaç adımda 4,5 metreye kadar derinleşmektedir. Gölde sazan balığı, kerevit ve diğer balık çeşitleri yaşıyor ve göle hiçbir akarsu akmıyor. Gaga Gölü, Meşebükü ve Yassıtaş köyleri arasında yer alıyor.
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…