Terk edilmiş olan her binanın, mekanın veya yapının arkasında bir hikaye vardır. Bu yazımızda ilginç ve herkesin ilgisini çekecek 10 terk edilmiş mekan ve onların arkasındaki tarihi Biletall Blog takipçilerimiz ile paylaşacağız. Yazının tamamını okuduğunuzda dünyanın çok farklı yerlerinde, uzun zaman önce neler yapıldığını öğreneceksiniz. Merak ediyorsanız, hemen başlayalım.
İtalya’nın Sudtirol bölgesindeki Reschen Gölü içerisinde Graun Kilisesinin sadece kulesi suyun üzerinde kalmış. Burası bir zamanlar düzenli bir şekilde ibadet edilen İtalyan Kilisesi idi. 1950 yılında şehirlere elektrik sağlayabilmek için bu tarihi kilise sular altında bırakılarak buraya yapay göl inşa edilmiş.
Günümüzde kilisenin sadece kulesi gözükmekte ve suyun üzerinde yüzüyor gibi gözükmektedir. Turistlerin ilgisini çekip, fotoğraf çekmek isteyenlere Reschen Gölü ev sahipliği yapıyor.
Ross Adası bir İngiliz yerleşim yeriydi.
İngiliz hükümet yetkililerinin yanı sıra, 1857 Hindistan İsyan’ın ardından kurulan cezaevinde bir yerleşim yeri olarak kullanıldı. İngiliz sakinleri, burayı 1941 yılına kadar pastaneler, havuzlar ve bahçeli ev olarak kullandı. Ross Adası daha sonra Hint Ordusu’na verildi ve orada küçük bir üs kuruldu.
Biletall.com’dan En Ucuz Hindistan Uçak Biletini Bul »
Bugün ise tur grupları adayı neredeyse her gün ziyarete geliyor.
Orpheum Tiyatrosu bir zamanlar en iyi dekore edilmiş tiyatrolardan birisiydi. Ancak 1962 yılında terk edildi ve kullanılmıyor.
Beaux-Arts mimarisinin önemli örneklerinden birisi olan bu tiyatro, simetrik tasarımı sayesinde 1940’lı yıllarının en görkemli tiyatrolarından birisiydi.
15 Nisan 1912’de Titanik gemisinin battığı gün açılan bu tiyatro, New Bedford’da popüler bir etkinlik salonu idi. Tiyatro olarak kullanılmasının yanında bale salonu, spor salonu ve atış sahası olarak da kullanıldı.
Günümüzde ise buranın restore edilip tekrardan açılması gündemde ama henüz aktif edilmedi.
Hadson Nehri üzerindeki Pollepel Adası’nda bulunan Bannerman Kalesi bir zamanlar New York’taki İskoç mühimmat satıcısı Frank Bannerman için silah deposu olarak kullanıldı. Bannerman ve eşi sonunda mülkiyet üzerinde büyüleyici, kale benzeri bir ev inşa etti ve yaz aylarında orada ikamet ettiler.
Bannerman Kalesi 1920 yılındaki bir patlamadan dolayı çıkan yangınlardan dolayı büyük zarar görse de, günümüzde bu kaleyi görmek için bir çok turist tekne ve kayık ile adayı ziyaret ediyor.
Ukrayna’nın kuzeyinde yer alan Pripyat terk edilmiş bir şehirdir. Çernobil Nükleer Santrali çalışanları için 1979 yılında kurulan bu şehir, 27 nisan 1986 yılında Çernobil reaktör kazasının oluşması nedeni ile boşaltılmıştır.
Çernobil reaktör salınımının, Hiroşima’daki nükleer bombanın etkisinden 10 kat daha büyük olduğu söylenmekte ve bu olayın etkisinden dolayı 350.000 kişinin evlerini tahliye etmek zorunda olduğu bilinmektedir.
Biletall.com’dan En Ucuz Ukrayna Uçak Biletini Bul »
Günümüzde şehrin radyasyon seviyesi çok yüksek olduğu için hala hiç kimse orada yaşamamaktadır.
Beelitz, bir zamanlar Adolf Hitler’i tedavi eden hastanedir. 1916’nın sonlarında I. Dünya Savaşı sırasında bu ürkütücü askeri hastanede sol uyluğu ile kasığı arasındaki yaralanma sebebi ile Nazi lideri Adolf Hitler tedavi edilmiştir.
Ayrıca bu hastane Oscar ödüllü “Piyanist” filminde set olarak kullanılmıştır.
Buzludzha bir zamanlar Bulgar Komünist Partisi’nin kullandığı bir mekan idi. Bulgar dağlarında yüksekte bulunan bu terk edilmiş anıt, Sovyet nüfusunun arttığı sırada sosyalist komünizmi anmak için anıt olarak inşa edildi. Ancak, 1989 hükümetinin iktidardan ayrılması sonrasında terk edildi.
Türkiye’nin tarihi mekanlarından birisi olan Rum Yetimhanesi, İstanbul’da Büyükada’da ahşap bir bina olmasına rağmen hala ayakta. Başlangıçta lüks bir otel olarak tasarlandı, daha sonra gerekli izinler alınamadığı için 20. yüzyılın başlarında bir yetimhaneye dönüştürüldü.
Yaklaşık 250.000 metrekare olan bu eski yapı, bilinen Avrupa’nın en büyük tarihi ahşap binasıdır. 1964 yılında yetimhaneye son verildi ve onlarca yıl boş kaldı.
Aniva, Rusya’nın Sakhalin Adası’ndaki, Japonya’ya yakın bir kıyı kentidir. Deniz feneri 1939 yılında Japon mühendisler tarafından inşa edildi ve yıllar boyu hem Japon hem de Rus askeri tarafından kullanıldı.
Mys Aniva deniz feneri kayalık sahil şeridinde günümüzde hala yıpranmış ve terk edilmiş bir şekilde duruyor.
SS Ayrfield adındaki askeri gemi, İkinci Dünya Savaşı sırasında sık sık Newcastle’dan Sidney, Avustralya’ya gidip geliyordu. Ancak, gemi 1970’lerde emekliye ayrıldıktan sonra, tamamen yeni bir amaca hizmet etmeye başladı.
Gemi, sahile yakın bir yerde, Sydney’deki Homebush Körfezi’nde terk edildi. Geminin gövdesinde kalan bitkiler büyümeye başladı ve sonunda gür bir orman haline geldi.
Bugün, terk edilmiş gemide kendiliğinden yetişmiş mangrov ağaçlarını görebilirsiniz. Gövdesinin paslanmış dış yüzeyi ile içerisindeki bitkiler sayesinde benzersiz bir görüntü oluşturuyor.
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…