Sokak sanatının sanatsal anlamda incelenmesini konuya dahil etmeye kalkışırsak, sokak sanatının ne olduğunu hakkında bir yargıya varmamız oldukça zor olur, bu yüzden kaba bir tanımla sokak sanatı, yolda giderken duvarın üzerine boyanmış şekilsiz yazıların ya da güzel isimlerin, graffiti yazıların birkaç kademe üstüne çıkabilmiş halidir diyebiliriz. Duvarları, asfaltı, direkleri, yolları, kaldırımları kanvas tabloları haline getirmiş ve sanatını herkes için bedava sunan kaliteli, mizah ve eleştiri taşıyan, günümüzün tıkırında işliyor gibi görünen dünyasındaki sorunların ciddiyetinden ayak parmağınızı koltuk kenarına çarpınca yaşadığınız acıyı işleyenine kadar, yüzlerce sokak sanatçısı, çizdikleriyle dünyanın her tarafında boy göstermiştir.
Aslında graffitiler tarafından büyütülmüş olan sokak sanatı, evrilerek sadece graffiti olarak kalmamış, 21. yüzyılda takip edilecek çok çeşitli dallara ayrılan, takip etmekten oldukça haz alınan, mükemmel bir sanat biçimine evrilmiş ve kendine özgü bir dünya edinmiştir. Sokak Sanatı, yeni yeni günlük hayatımızın sıkça karşılaştığımız bir parçası haline gelip, belli bir üne kavuşsa da, 1920’lerden itibaren çetelerin tren ya da otobüs kenarları çizdikleri ufak resimlerle başladı aslında. O zamanlardan beri tanımlanan “tahrip edici” yanıyla graffiti kültürü, oldukça yoğun bir şekilde yetmişlere ve seksenlere etkisini aktardı. Bu on yıllık dilim, Sokak Sanatı tarihinin önemli dönüm noktalarından bir tanesi olarak kabul edilir. Sosyo-politik çevrelerine isyan eden gençlerin anlam arayışıyla iyice patlamış olan bu akım, kısa zamanda yetişkinler tarafından da ilgi ve saygıyla karşılanmıştır. Genç insanların parmak uçlarından ve boya kutularından çıkan bu güçlü sanatsal ifade, Martha Cooper adlı fotoğrafçı tarafından belgesel tadında yüzlerce fotoğrafla belgelenmiş. Yasa dışı olmasına rağmen oldukça büyük bir kesime hitap eden sokak sanatı, suç niteliği taşımasına rağmen sanatseverler ve profesyonel sanatçılar tarafından modern sanat dünyasında yerini çabucak sabitlemiştir.
Graffiti yazıları ve Sokak Sanatı sıklıkla birbiriyle karıştırılır. İkisi de ‘tahrip edici’ sanat hareketleri olup, sanatı galerilerden sokaklara taşıyan şeylerdir. Graffiti yazarları genellikle mesajlarını herkese iletmek gibi bir kaygı taşımazlar; sadece diğer graffiti yazarları tarafından anlaşılmak isterler. Sokak sanatçılarıysa sanatlarını herkesin görmesini, mesajlarını herkesin anlamasını, halk tarafından anlaşılmayı beklerler. Sokak sanatçısı deyim yerindeyse sanatlarıyla halka açık birer ‘bildirge’ yayınlarken, graffiti yazarları arkadaşlarına ‘mektup’ yazarlar. İkisinin de çıkış noktası ve sanatsal hareketleri benzerlik gösterse de; teknik, amaç ve kapsam bakımından birbirlerinden oldukça farklıdırlar.
Graffiti sanatı, Sokak Sanatının bir parçası olsa da, Sokak Sanatı’nın tamamını kapsamaz. Hatta graffiti sanatçısı diye hitap ettiğinizde alınganlık yapacak graffiti yazarı oldukça fazladır.
Graffiti yazarının onu tanımlayan bir etiketi olsa da, sokak sanatçıları genellikle halka ait şeyler çizdiklerinden, duygusal bir tepki beklerler ve resimlerini genellikle etiketlemezler. Etiketledikleri resimlerinde de isimler, graffiti çizimlerin aksine, isme odaklı değil, bütüne odaklıdır.
Sadece sokaklarda bulabileceğiniz bu muhteşem eserleri, vandallık olarak görebilir ya da hiç fark etmeyebilirsiniz. Evet evet, belki hergün yanından geçtiğiniz otobüs durağında görmezden gelmeye çalıştığınız kocaman bir sorunu her gün gözlerinizin önüne sereceği, belki de bolca huysuzluk yapacağınız bir anda sizi kahkahalara boğacağı ya da en mutlu anınızda bütün keyfinizi kaçırabileceği için, sokak sanatını sevmeyebilirsiniz, hatta buna kızabilirsiniz de. Ya da belki aksine, hayatla yüzleşip hayatınızda ufak değişiklikler yapacak olabilirsiniz de, kim bilir? Ancak sinirlenseniz, nefret etseniz, hatta üzerine bir kova boya dökseniz bile; sokak sanatı amacına ulaşmıştır. Tepkinizi çekmiş, size sorgulatmış, o fikrin tohumunu siz farkında olmadan içinize ekmiştir.
(http://thesource.com/wp-content/uploads/2014/02/NobodyLikesMe.jpg)
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…