Tarih boyunca birçok kültüre başkentlik yapmış olan ülkemizde, bu özelliğini en iyi bir şekilde yansıtacak onlarca müze bulunmaktadır. Ülkemiz coğrafyasında asırlar boyunca gelip geçen medeniyetlerin önemli kalıntılarını bizlere sunmakta olan, dünyanın her yerinden sayısız turist ağırlayan bu müzelerimiz içerisinden sizler için mutlaka gezilmesini tavsiye ettiğimiz on tanesini bu yazımızda sizlere sunacağız. İşte ülkemizin kültür aynası olan o müzeleri!
İstanbul’da 532 yılında Bizans imparatoru olan birinci Jüstinyen tarafından inşa ettirilmiş bir katedral olan Ayasofya, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1935 yılında cami hizmetinden alınarak müze olarak hizmet vermeye başlayan Ayasofya, her yıl binlerce yerli ve yabancı turiste ev sahipliği yapmaktadır. En önemli sahip olduğu görsellerden bir tanesi olan mozaiklerin yapımında tonlarca altının kullanıldığı Ayasofya her insanı derinden etkilemektedir. Hristiyan ve Müslüman dünyası için büyük bir öneme sahip olan Ayasofya Müzesi, kesinlikle tanık olduğu derin tarihi insanlara en iyi şekilde anlatan bir mimariye sahip olduğundan dolayı mutlaka görülmesi gereken bir müzedir.
Osmanlı Padişahlarına ev sahipliği yapmış olan Topkapı Sarayı, tanıklık ettiği uzun yılları o yorgun görünümlü yapısı ile bizlere en iyi anlatan yapıtlardan birisi olma özelliğini taşımaktadır. İstanbul, Sarayburnu’nda yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorlarını ağırlayan Topkapı Sarayı, 1478 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. 1924 tarihinde müze olarak hizmete sunulan Saray, bugün sahip olduğu alan ortalama olarak, seksen bin metrekaredir. Ziyaretçilere sunulan üç farklı bölüme sahip olan Saray, bir zamanlar dünyaya hükümdarlık yapmış olan Osmanlı Padişahlarının eşyaları ve daha birçok tarihi değeri yüksek olan eşyalarına ev sahipliği yapmaktadır. Derin Osmanlı tarihinin anlaşılması için mutlaka Topkapı Sarayı ziyaret edilmelidir.
En Ucuz İstanbul Otobüs Biletleri Biletall.com’da »
Ankara’nın Altındağ ilçesinde, Ankara Kalesi surları bünyesinde bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Anadolu’da ortaya çıkmış arkeolojik birçok esere ev sahipliği yapan, dünyanın sayılı müzeleri arasında sayılan bir müzedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti misafir etmektedir. Bünyesinde sahip olduğu Hitit dönemine ait eserlerden, daha sonra varlığını sürdürmüş birçok uygarlığın eserlerini ziyaretçilerine sunmaktadır. Paleolitik Çağdan günümüze kadar gelen birçok eseri bünyesinde barındıran Anadolu Medeniyetleri Müzesi kesinlikle görülmesi ve tarihi atmosferi solunması gereken bir müzedir.
Geçmişten günümüze gelmiş bir milyondan fazla esere ev sahipliği yapmakta olan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Türkiye’nin müze olarak inşa edilen en eski binası olma özelliğini de taşımaktadır. 1891 yılında ziyarete açılan müzede dünyanın birçok coğrafyasından ve kendi coğrafyamızdan sayısız arkeolojik eseri ziyaretçilerine sunmaktadır. Yunan mitolojisine uygun sahip olduğu binlerce eser ile de dünya çapında büyük ilgi görmekte olan İstanbul Arkeoloji Müzesi, ülkemizde kesinlikle görülmesi gereken müzelerden bir tanesi olmaktadır.
Hatay Arkeoloji Müzesi, ilk ismi ile Antakya Arkeoloji Müzesi, Hitit dönemi, Helenistik dönem, Roma ve Bizans Devletlerine ait olan binlerce eseri bünyesinde barındıran ve büyük ihtişamını ziyaretçilerine sunmakta olan, dünyanın en büyük üçüncü mozaik müzesidir. 2011 yılında üzerinde yapılmaya başlanan çalışmalar ile dünyanın en büyük mozaik müzesi unvanı alacak kapasitedeki inşasına 2014 yılında son verilmiştir. 1932 ve 1939 yılları arasında yapılan kazılar sonucunda keşfedilen eserlere ev sahipliği yapan müze, kesinlikle görülmeye değer bir atmosfere ev sahipliği yapmaktadır.
Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan müze, Kurtuluş Savaşı yıllarında Cuma namazlarının kılındığı yer olan Namazgah Tepesi adlı yerde kurulmuştur. Selçuklu Devletinden günümüze kadar devam eden, Türk sanat örnekleri ve maden sanatı, dokuma sanatı gibi birçok eseri bünyesinde barındıran bir müzedir. Anadolu el işlerinin tarihinde bir yolculuk yapmak isterseniz, Ankara Etnografya Müzesini kesinlikle görmelisiniz.
Dünya çapında Tasavvufi anlamda ün salmış olan Mevlana Celaleddin Rumi’nin Dergahı olarak ziyaretçilerine sunulan müze, Konya’da bulunmaktadır. Osmanlı Sultanlarının bir kısmının Mevlevi Tarikatından olması ile günümüze kadar hiçbir zarara uğramadan gelmiş bir durumdadır. Mevlana’nın ve müritlerinin kabrine ev sahipliği yapan müzede, aynı zamanda eşyalarını ve yaşam biçimlerini de görme şansına sahip oluyorsunuz. Tasavvufi alanda ülkemizin dünyaya açılmasına vesile olan Mevlana, müzesindeki yerli ve yabancı insanları, oluşan atmosferde kucaklayarak, mutlaka tanıklık etmeniz gereken bir ortam yaratmaktadır.
En Ucuz Konya Otobüs Biletleri Biletall.com’da »
İstanbul’da camiye çevrilmemiş en büyük Bizans Kilisesi özelliğini taşıyan Aya İrini, bir takım bulgulara göre 4. Yüzyılın başlarında birinci Konstantin tarafından yaptırılmıştır. Camiye çevrilmediğinden dolayı önemli bir mimari değişim yaşamayan Aya İrini, Topkapı Sarayını çevreleyen Sur-ı Sultani içerisinde kalmış bir kilisedir. Bünyesinde sahip olduğu eski silahlar ve eski eserler koleksiyonları ile ziyaretçilerine farklı bir atmosfer sunmaktadır. Türkiye’de ilk müze başlamalarına ev sahipliği yapan Aya İrini sizlere hem sunduğu eserler ile hem de sahip olduğu mimarisi ile farklı bir tarih deneyimi yaşatacaktır.
Ülkemizin kurucusu olan Atatürk ve silah arkadaşlarının birçok eşyasına bünyesinde sahip olan müze, 4 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Atatürk’ün kullandığı eşyalar ile kendisine yabancı devletlerin hükümetleri tarafından hediye edilen eşyalar yer almaktadır. İkinci bölümde, Çanakkale Savaşları, Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz’un anlatılmakta olduğu panorama ve yağlı boya tabloları yer almaktadır. Üçüncü bölümde, milli mücadelenin ve yaşanılan devrimlerin anlatılmaya çalışıldığı bir ortam oluşturulmuştur. Dördüncü bölümde ise, Atatürk’ün 3123 adet kitap bulunan kütüphanesi sunulmaktadır.
1913 yılında yapımı tamamlanan ve Mimar Sinan’ın en önemli yapılarından birisi olan Süleymaniye Camii külliyesinde konumlanan, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, 1983 yılında İbrahim Paşa Sarayı’na taşınmıştır. Sultan sarayları dışında günümüze kadar gelmeyi başaran, tek özel saray olan İbrahim Paşa Sarayı, odalarında ve salonlarında dünyada nadir bulunan birçok farklı ülkeye ait olan, İslam dünyasına ait sanat eserlerini sunmaktadır.
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…