Yeni şehirler keşfetmek bir gezgin için her zaman büyük zevktir. Ancak bu yer pastel renklere hakim çizgilere sahip olduğunda daha da büyük zevktir. Şili’den Güney Afrika’ya, Küba’dan Trinidad kasabasına kadar dünyanın çeşitli ülkelerinde ister şehir çapında sanatsal bir çizgi, isterse kültürel bir aşk olsun eğlenceli renklere sahip şehirler var.
Örneğin Çuraçao’nun her şeyden önce bembeyaz olan Willemstad kenti görsel bir şölendir. Söylentilere göre, vali kentin mimarisindeki canlı tonların migrenini rahatlattığı için tercih etmiş. Bununla birlikte İtalyan kenti Burano’nun mücevhere benzeyen renkli mimarisi de hükümet kararnamesinin bir sonucudur. 16. yüzyıldan kalma bir boyama tekniğine göre evinizi hangi renge boyayacağınızın kararını yerel yetkililer vermektedir.
Bu listede yer alan diğer şehirler sosyal sanat projeleri, film tanıtımları gibi sebeplerle rengarenk boyanmıştır. Dünyadaki en renkli kentlerin listesini sizin için derledik:
Burano’ya Venedik Adası’ndan, denizden kolayca ulaşılabilir. Mücevher rengindeki evler yapımında amaçlandığı gibi bir işaret feneri gibi parıldıyor. Adaya göre yerel balıkçılar evlerini parlak renklerle (turuncu, sarı, mor) boyamaya başladı. Böylece sis içinde balık avlarken etraflarını görebildiler ve evlerini renkleriyle tespit edebildiler. Şimdi bu uygulama bir kural haline geldi ve eğer adada yaşıyorsanız ve evinizi boyamak istiyorsanız evinizi hangi renge boyayacağınıza yerel hükümet karar veriyor.
Biletall.com’dan En Ucuz İtalya Uçak Biletini Bul »
Bo-Kaap’ın parlak binaları, eski adıyla Malay Mahallesi olarak da bilinen (Malay Malezya takımadalarından getirilen kölelerin adıdır) Cape Town’ın geleneksel yapıları arasında ön plana çıkıyor. Tarihi müslüman mahallesi Bo-Kaap’taki camiler ve evler göz kamaştırıcı biçimde mavi, fuşya, güneş sarısı ve neon yeşili tonlarındadır. Mahalle kentin eski yerleşim yerlerinden biriyken tarihi 16. yüzyıla kadar uzanıyor. Kent sakinleri de bu tarihten beri evlerini renkli tonlara boyamaktadır. Ramazan ayı ve bayram kutlamalarında sokakların da rengarenk hale geldiği Bo-Kaap dünyanın en renkli kentlerinden biri olma özelliğini yüzyıllardır taşıyor.
Bu Karayip adasının başkentini süsleyen göz kamaştırıcı renkler muhtemelen eski valinin baş ağrılarından kaynaklanmaktadır. Yerli halkın anlattığına göre Hollandalı koloninin valisi 1800’li yıllarda beyaz rengin migrenine kötü geldiğini farketmiş ve binaların beyazdan farklı bir renge boyanması gerektiğine dair bir kararname yayınlamış. Bugün bu mücevher renkli şehir UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları listesine eklenmiş ve tarih boyunca korunarak bugüne gelmiş bir Hollanda sömürge ticaret yerleşimidir.
Hindistan’ın bu mavi kenti Batı Rajasthan eyaletindedir. Hindistan’ın kast sisteminin renkli bir hatırlatıcısı olan Jodhpur’un renkleri geçmişte üst sınıf olan Brahmanların kendilerini alt sınıftan olanlardan ayırmak istemesinden gelmektedir. Zamanla kentin bütün üst sınıfları buna katıldı ve hatta şehrin Mehrangarh Kalesi bile mavi renklere boyandı. Mavi rengin içerdiği kimyasallar bölgedeki termitleri de uzak tutar ve güneş altındaki mavi renkli evler diğerlerine göre daha serin kalır.
Ünlü cadde Caminito Riachuelo Nehri’nin hemen kenarında yer alıyor. Alan uzaktan tuhaf göründüğü gibi dış cephesinde pratik bir açıklaması var: Evler, yerel tersanedeki kazanlardan arta kalan artık boyalarla boyandı. Bugün canlı renkler işçi sınıfının oturduğu mahalleyi aydınlatıyor ve bu onu dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler için turistik bir yer haline getiriyor.
Biletall.com’dan En Ucuz Arjantin Uçak Biletini Bul »
Jaipur Udaipur (beyaz şehir), Nagpur (portakal şehri) ile birlikte bir diğer renkli Hint şehridir. Güllü pembe kent olarak tanımlanan Jaipur’a 19. yüzyılda gelen bir İngiliz Kolonisi kenti pembeye boyadı. Yerel lider ülkeye gelen önemli kişileri karşılamak için çeşitli renklerle kenti boyuyordu. Bir gün Galler Prensi Edward’ın ziyaretini onurlandırmak için yerel lider kenti pembeye boyadı. O tarihten bu yana kentin pembe kalmasıyla ilgili bir yasa çıkarıldı ve o günden beri Jaipur Hindistan’ın pembe şehri olarak biliniyor.
Sancti Spiritus’un merkezi Küba’da bulunan bir 16. yüzyıl kenti olan Trinidad kentindeki binalar şeker kamışı yeşili, okyanus mavisi ve güneş sarısı gibi renklerle boyanmış. UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasları Listesi’ne alınmış olan kentin büyük kısmı köle ticaretinden elde edilen gelir ile inşa edildi ve ortaya Afro-Küba kültürünün renkli sokakları çıktı. Kentin önemli renkli noktaları arasında eski San Francisco Manastırı, Palacio Brunet ve Palacio Cantero bulunuyor.
Balat Bizans döneminden bu yana İstanbul’un Yahudi mahallesi olarak bilinmektedir. Kırmızı, mavi ve yeşil binaların üst üste yığıldığı bu mahalle zamanlar tasarım odaklı turistler ve İstanbul Bienali ziyaretçilerinin uğrak noktası haline geldi. Herkes için pastel renklerle boyanmış binalar ile butikler, kafeler ve galerilerin bulunduğu dar sokaklarda dolaşmak oldukça eğlencelidir.
Salvador’un Peleourinho mahallesi Portekizce pillory kelimesinden geliyor ve eskiden kıtadaki ilk köle pazarına ev sahipliği yapıyordu. 1835 yılında kölelik yasaklandığında şehir gözden düşmeye başladı. Ancak 1985 yılında Pelourinho, UNESCO Dünya Miras Alanı ilan edildi ve mahalle yeniden inşa sürecine girdi. Bugünlerde, Pelourinho’nun kültürü ve halkı kadar canlı, pastel renklere sahip binalarıyla Afro-Brezilya’nın tarihini yansıtıyor.
Charleston’un tarihi kıyısındaki Paskalya yumurtasına benzeyen sıra sıra renkli evleri 1700’lü yılların başından ve Amerikan İç Savaşı’ndan beri yeniden yapılanma geçirerek bugüne kadar geldi. Pastel renkli dış cephelerin sarhoş denizcilerin kendi evlerini tanıması için yapıldığı öne sürülüyor. Bununla birlikte kentin esnafı da dükkanlarını çeşitli pastel renklere boyayarak bunu bir reklam biçimi olarak kullanıyor. Bugün East Bay Caddesi’nde 83 ile 107 numaralar arasında bulunan yassı saçaklı Gürcü evi kentin en popüler yapısı olarak biliniyor.
Dünyanın en renkli kasaba ve şehirlerinin birçoğunun bu kadar renkli olmasının çeşitli tarihi sebepleri bulunurken Juzcar bu konuda Hollywood temelli, daha modern bir açıklamaya sahip. Sony Pictures yöneticileri 2011 yılında ünlü çizgi film Şirinler için bir tanıtım filmi çekmek istedi ve bu film için Juzcar’I tercih etti. Şirinler filmi promosyonu sona erdiğinde kasabayı eski haline getirmeyi teklif etseler de Juzcar sakinleri Şirinler’e ve getirdiği turistlere alıştıkları için referandumda kentin bu haliyle kalmasına krar verdiler. Burası artık dünyada bilinen bir Şirinler Köyü olma özelliğini taşıyor ve düzenli turlara, etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Şili’nin şair şefi Pablo Neruda’nın da bir zamanlar yaşadığı şehrin cazibesi pastel tonlarla gözler önüne seriliyor. Şehrin tarihi liman merkezi UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası ilan edilmiş ve renkli dış cephelerin ardında gizlenmiş gece kulüpleri, restoranlar ve her ilgi alanı için çeşitli mağazalar bulunuyor. Sokak sanatçıları ise bugünlerde kentin renkli yapısına yetenekleriyle katkıda bulunuyorlar ve sokakları bir açık hava galerisine dönüştürüyorlar.
İspanya, her köşesi açık hava müzesi özelliğine sahip ülkelerin başında geliyor. Milattan önceye dayanan tarihinin…
Erzurum geziniz esnasında aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de elbette ki Erzurum’un eşsiz…
Kafkasya’nın en genç sayılabilecek ülkelerinden biri olan Ermenistan’da görülmesi gereken birçok yer vardır. Ermenistan seyahatinizi…
Rusya’da denemeniz gereken çok sayıda farklı farklı yemekler yer almaktadır. Çeşitli kültürlerden etkilenilen Rusya’da bu…
Ülkemizin en kuzeyinde yer alan illerinden biri olan Rize, Karadeniz bölgesinin neredeyse en popüler diyebileceğimiz…
Erzincan seyahatinizde aklınıza gelebilecek ve merak edebileceğiniz şeylerden biri de hiç şüphesiz Erzincan’ın lezzetleridir. “Erzincan’da…
Yorumları Görüntülü
Güzel bir yazı severek okudum.