Heybeliada 9. yüzyıldan bu zamana kadar oldukça önemli bir yere sahiptir. Ada o dönemlerden bu zamana kadar fazlasıyla önem kazanmıştır. Eski dönemlerde özellikle de dini konularda fazlasıyla önemli bir noktaya sahiptir. Geçmişte ada içerisinde bakır madenleri olmasından dolayı ismi daha önce ‘Halki’ şeklinde bilinmektedir. Halki, bakır anlamına gelen bir kelimedir. Daha sonraki zamanlarda adanın ismi değişmiştir. Ada özellikle yaz aylarında çok kalabalıktır. Yaz mevsimi dışında hafta sonları ziyaretçileri oldukça yoğundur. Eğer siz sakin bir ada keyfi yaşamak istiyorsanız hafta içi bir günü tercih edebilirsiniz. Ayrıca ada içerisinde yer alan muhteşem plajlarında keyfini sürebilirsiniz. Ada’da gidebileceğiniz birçok yer ve yapabileceğiniz birçok etkinlik bulunmaktadır. Gelin, hep birlikte Heybeliada’da görülmesi gereken yerleri inceleyelim.
Bu İçerikte Neler Var?
Ruhban Okulu
Tarihi 9.yüzyıla dayanmaktadır. Heybeliada’nın önemli tarihi yapılarından biridir. Okulun olduğu yerde ilk önce Aya Triada adlı bir yapı varken şimdi o alan genişletilmiş ve yerine Ruhban Okulu yapılmıştır. Bu değişim 1923 senesinde gerçekleştirilmiştir. Bu okulda pek çok din adamı yetiştirilmiştir. Oldukça önemli bir eğitim yeri olmuştur. Çok fazla önemli insanlar burada eğitim görmüştür. Okul 1971 yılında kapatılmış ve devlete bağlanmıştır. Ardından okulda lise eğitimi verilmeye başlanmıştır. İsmi, Özel Rum Lisesi olmuştur. Burası dini eğitim verilmesi amacıyla kurulan okullar arasında ikinci okul olmuştur. Okul dinler tarihi açısından oldukça önemlidir. Heybeliada’ya gittiğinizde ziyaret edebileceğiniz yerlerden biridir. Ziyaretinizden önce randevu alarak bu ziyareti gerçekleştirebilirsiniz.
Heybeliada Sanatoryumu
Adanın havasıyla ve ortamıyla hastaların iyi olacağını düşünen Mustafa Kemal 1924 yılında bu sanatoryumun açılmasını istemiştir. Yaşanılan o dönemde veba, frengi, verem gibi bulaşıcı hastalıkların oldukça yaygın olması sebebiyle sanatoryum ilk açıldığında 16 yataktan oluşmaktaydı. Oldukça mütevazı bir yapısı bulunmaktaydı. 1951 yılında burası göğüs cerrahi merkezi haline getirilmiştir. Daha sonra 2005 yılında Sağlık Bakanlığı tarafınca kapatılmıştır. Ülkemizin önemli sağlık kuruluşlarından biri olması sebebiyle ziyaret edilmesi ve o dönemin izlerine eşlik edilmesi gerekebilir. Uzaktan da olsa yapıyı görmenizi tavsiye ederiz.
İsmet İnönü Müze Evi
İsmet İnönü’nün 1924 yılında rahatsızlandıktan sonra kendine sakin bir yer aramış ve Heybeliada da konaklamak istemiştir. Bu yüzden de kendine Pembe Köşk’ü kiralamıştır. Daha sonra uzun süre burada yaşama kararı alan İnönü köşkü satın almıştır. Günümüzde müze olarak ziyaret edilen ev Heybeliada’nın en önemli yapıtlarından biridir. Aynı o dönemdeki gibi muhafaza edilmektedir. İçerisinde yer alan eşyalar restore edildikten sonra sergiye açılmıştır. Ayrıca müzenin bahçesinde çeşitli organizasyonlar yapılabilmektedir. Heybeliada ziyaretinizde müzeyi ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
Süslü Mezar
Süslü Mezar olarak bilinen bu yapı aslında Kengelaris Ailesi’ne aittir. 19.yüzyılda yapılmıştır. Gemlik Konsolosu olan Spyridon Kanglaris yaptırmıştır. Karısı çok genç yaşta öldüğü için böyle bir anıt mezar yaptırmıştır. Mezar kemerli bir yapıya sahiptir. Çevresi demir parmaklıklarla çevrilidir. İngiliz tarzındadır. Mezarın başında 1910 yılında başrahip tarafında bir kuğu başlığı konulmuştur. Bu başlık sayesinde su çekilebilmektedir. Şu an bakımsız halde bulunan bu mezar her an yıkılabilecek konumdadır. Restore edilmesi gereken bir yapı olduğu herkes tarafında kabul edilir bir gerçektir.
Ayios Nikolaos Klisesi
İmralı ve İşgüzar sokaklarında yer almaktadır. Ayios Nikolaos Kilisesi’nin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Bu konu hakkında net bir bilgi yoktur. 14. Yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Haç planına sahiptir. Ve bu anıt Aziz Nikola’ya armağan edilmiştir. Dört fil ayağı ile ayakta duran bir kubbesi vardır. Klise’yi Heybeliada’da ziyaret edebileceğiniz yerlere ekleyebilirsiniz.