İstanbul Boğazından deniz yolu ile geçmek eski ile yeninin, doğu ile batının, şehir ile kırsalın arasında yolculuk etmek gibidir. Güverteden ufka baktığınızda keşfe başlayabilirsiniz. Marmara Denizi’nin büyülü manzarası, tüm stresinizi, yorgunluğunuzu unutmanızı sağlayan tılsımlı akıntıların, dost canlısı martıların, irili ufaklı adaların, tarihin ve farklı kültürlerin buluştuğu ender merkezlerden biridir. Şehirdeki kalabalığın gözden kaybolmaya başladığı yerde başlayan martıların dansı aradığınız huzurun yakınınızda olduğunu hissettiriyor ve insan Marmara Adalarında eğlenceyi, tarihi, farklı kültürleri, doğayı, tertemiz kumsalları, kızılçamları keşfettiğinde adeta, yaşamın her yerde farklı aktığını hissetmeye başlıyor. Gelin birlikte kısa bir yolculuk sırasında bile neler ile karşılaşabileceğinize bir bakalım.
Bu İçerikte Neler Var?
Martılar Dostunuz Olacak
İstanbul’un martıları ünlüdür. Nice şiirlere, filmlere konu olan bu sevimli kuşlar, doğa ile insan arasındaki kopmaz bağın somut bir göstergesi olarak yolcuğa başladığınız anda karşınızda beliriyor. Geminin bekçiliği görevini üstlenen bu bembeyaz kanatlar, güvertenin hemen üzerinde daireler çizerek adeta yolunuza yoldaş oluyorlar. Limandan ayrılmadan hemen önce yanınıza alacağınız birkaç simit, hem çayınızı yudumlarken ağzınızın tadı hem de martılar ile iletişime geçmenin en iyi yoludur. Malum, martılar karınlarını doyurmak için hemen üzerinizde çığlıklar atarak daireler çizerken onlara da bir parça simit vermek adettendir. Güvertede çayınızı içerken bu sevimli kuşların yukarıda daireler çizdiklerini görmek, onların adeta çığlığı andıran seslerini duymanın keyifli bir deneyim olacağından gökyüzüne doğru attığınız simit parçalarını yakalayabilmek için, hep birlikte, aşağıya süzüldüklerini görmek ve onların arasında aç kalmamak adına oluşan rekabeti hissetmenin sizi dinlendirici düşüncelere çekeceğinden emin olabilirsiniz. Bazıları insanlara çok alışmış durumdalar. Onları beslemek adına simit parçalarını elinizde tuttuğunuzda dibinize kadar yaklaştıklarını görebilirsiniz. Aman dikkat edelim, bu sevimli kuşların gagaları gayet keskindir. Martıları besleyelim derken kendimize zarar vermeyelim. Bir deniz yolcuğu sırasında nadir görülebilecek bu deneyimler bile Marmara’yı sevmek için yeterlidir fakat seyahat sırasında daha farklı keşifler de sizi bekliyor.
Adaların Arasından Yolculuk
Marmara Denizi içinde birçok adananın bulunduğu bir küçük bir denizdir. Bu irili ufaklı adaların toplamına Marmara Adaları denilmektedir. Bu adaların her biri birer doğa harikası, birer tarih mirasıdır. Kısa bir deniz yolculuğunda birden fazla, irili ufaklı doğa harikası adaları görmek, büyük bir zevk olacaktır. Bu adalardan birkaç tanesini birlikte inceleyip, adalar hakkında yeni şeyler öğrenmeye ne dersiniz?
Avşa Adası
Avşa Adası İstanbul’a deniz otobüsü ile üç saat uzaklığındadır. Adanın diğer adı ‘’Türkeli’’ olmasına rağmen yaygın kullanılan adı Avşa’dır. Gayet küçük bir ada olan Avşa Adası yedi kilometre uzunluğu, dört kilometre genişliği ile minyatür bir kenti andırmaktadır. Harika plajları olan adada, sürekli nüfus, dört bin civarındadır ve halkı genellikle tek katlı şirin evlerde yaşayan, sıcakkanlı insanlardır. Harika plajları olduğundan bahsetmiştik. İşte bu plajlar, her sene yaz aylarında kırk bin ile elli bin arası yerli ve yabancı turisti, bu küçük adaya çekmeye yetiyor. Avşa Adası’na deniz, kum, güneş için gelen yerli ve yabancı turistler Avşa Adası’nın el değmemiş korularını, daracık sokaklarını, tarih kokan tabiatını ve güler yüzlü halkını görüce adeta buraya aşık oluyorlar. Zaten tipik bir Akdeniz iklimi yaşanan adada dört-beş ay yoğun turizm faaliyetleri yürütülebiliyor. Ne diyelim, şehrin kalabalığından kaçmak, yeşile, maviye, tarihe koşmak hiç de zor değil.
Etkinlik Adası
Burası cennetin Marmara’daki yansımasıdır desek, emin olabilirsiniz ki, hiçte mübalağa yapmış olmayız. Etkinlik Adası çok sakin, küçük ve yemyeşil bir doğa harikasıdır. Toplam nüfusun iki bin kişiyi geçmemesi adanın doğal kalmasını sağlamış bu sayede insanlar yaşamlarını doğa ile iç içe geçirme fırsatını bulmuşlar. Ne kadar da şanslılar değil mi? Etkinlik Adası, gür ormanları, harika sahilleri ve doğal koyları ile keşfedilmesi gereken bir yer olarak göze çarpıyor. Adanın kuş bakışı görünüşünün ters duran bir kaşığa benzemesinden dolayı ismi Kaşık Adası olarak da anılır. Tek katlı, müstakil şirin evlerde kalan yerel halk geçimini genellikle balıkçılıktan sağlıyor. Zaten genel bir dil ile buraya bir balıkçı kasabası benzetmesi bile yapılabilir. Sahil kesimlerinde ziyaretçiler için şirin kafeler, balık restoranları ve eğlence mekanları bulunuyor. Marmara Denizinde bulunan Avşa ve Marmara adalarının doğusunda yer alan Etkinlik Adası, onu keşfetmenizi bekliyor.
Marmara Adası
Bu ada tarih kokuyor. Roma döneminde Hıristiyanların sürgün edildiği yer olarak kullanılan ada Bizanslıların eline geçtiğinde keşişlerin yerleşim yeri halini almış. Osmanlı döneminde, uzun yıllar boyunca Türkler ile Rumların beraberce yaşadığı bir yer haline dönüştürülmüş. Ziyaret etme fırsatınızın olursa, Osmanlı döneminden kalma yapıları görebilirsiniz. Marmara Denizinde bulunan en büyük adadır, Marmara Adası ve etrafında bulunan irili ufaklı tüm adalar Marmara Adaları olarak anılır. Adanın orta kesimi, yüksekliği yedi yüz metreyi aşan dağ ile kaplıdır ve yerleşim yerleri bu dağın etekleri etrafında oluşmuş durumdadır. Bu yüksekliğinden dolayı adanın her yanında kızılçam ağaçlarının oluşturduğu korular bulunur. Yaz aylarında turizm adanın nüfusunu neredeyse iki katına çıkmaktadır. Fakat yerel halk balıkçılık, zeytincilik, bağcılık, şarapçılık ve mermer madenciliği ile geçimini sağlamaktadır. Güler yüzlü insanları, tertemiz sahilleri, otelleri, kafeleri ve mis gibi havası ile Marmara Adası, yolculuğunuza renk katmaya talip.
Güzelim ülkemizin dört yanı cennet derler ya; söyleyenler haklılar da. Marmara Denizine doğru yerden bakarsanız başlı başına bir cennet, başlı başına bir doğa harikası ve tarih mirasıdır. Martıların dostluğu keyfimizi yerine getirirken, adaların bolluğu ufkumuzu genişletecektir. O adaların her birinde yaşamış farklı farklı uygarlıkların kalıntıları, şimdi yaşayanların koşuşturmaları ve adaların muhteşem, el değmemiş yeşil doğasının birleşimi kocaman bir tarihin bizlere keşfetmemiz için bıraktığı değerli bir mirastır. Limandan ayrıldığınız andan itibaren masmavi denizin usulca salladığı geminizin güvertesinde huzuru bulmak, ufukta görülen adaların yanından süzülmek, her yanı tarih kokan Marmara Denizini keşfetmek apayrı bir keyiftir. Bu keşfe gelin siz de ortak olun.