Kimi zaman iş hayatınızın yoğunluğundan uzaklaşmak kimi zaman da uzakta kaldığınız akrabalarınızı ziyaret etmek için yolculuğa çıkarsınız. Bazen seyahat etmeyi bir hobi olarak düşünseniz de bazen sağlığınız için bunun gerekli olduğu kanısına varırsınız. Çünkü bu sayede ruhsal olarak sağlığınızın düzene girdiğini görürsünüz. Ancak sadece ruh sağlığınızın iyi olması kimi zaman yeterli olmuyor. Bazen cilt sağlığınızı korumak için, bazen de vücudunuzda meydana gelen çeşitli rahatsızlıkları ilaçla tedavi etmek yerine -ya da ilacın yeterli olmadığı durumlarda- doğal yöntemleri tercih ettiğiniz için seyahat etmeyi düşünebilirsiniz. Bu nedenle kaplıcaların, termal otellerin ya da çamur banyolarının yolunu tutarsınız. Ama hangi rahatsızlığınız için bu seçeneklerden hangisi daha iyi gelir? Bu konu hakkında ne kadar bilginiz var? Gelin çeşitli hastalıklarınız için faydalı olacak seyahat rotalarına birlikte göz atalım.
Bu İçerikte Neler Var?
Dalyan Çamur Banyoları
Dalyan’da kaplıcalara yakın yerde bulunan bu çamur sıcaklık olarak 39 0C’dir. Çamur yapısında kükürt, klorür, sodyum, hidrojensülfür, florür ve radyoaktif radon gazı yer alıyor. Önceleri özel çamur sadece yöre halkı tarafından biliniyordu. Bu çamurlu suyun sinir, romatizma siyatik ve cilt hastalıkları olmak üzere birçok hastalığı iyileştirdiği dilden dile dolaşıyor. 1990’lı yıllardan itibaren güzellik çamuru olarak lanse edilen bu şifalı çamur, şimdilerde hem şifa kaynağı hem de eğlence amaçlı olarak tercih ediliyor.
Sultaniye Kaplıcaları
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde yer alan Sultaniye Kaplıcaları’nın tarihi uzun zamanlara dayanır. İçeriğinde insan vücudu için 12 zengin mineralleri barındırdığı dile getirilen bu kaplıcaların farklı birçok hastalığa iyi geldiği biliniyor. Bu özelliği ile Türkiye’nin tek özel kaplıcası olma şansını yakalayan Sultaniye Kaplıcaları, ölümsüzlüğün sırrını arayanların gelmeyi tercih ettiği en özel yer olarak adlandırılıyor. Kaplıca bünyesinde barındırdığı “Radon” miktarından dolayı dünya üzerinde Kanada’daki kaplıcalardan sonra ikinci sırada yer alıyor. Bünyesinde var olan mineralli suyun sinirsel hastalıklardan beslenme bozukluklarına kadar herhangi bir rahatsızlığı olan kişiyi iyi ettiği bilinmekte…
Bolu Termal Otel
Otel içerisinde tarihi Bizans dönemine ait olan havuzlar yer alıyor. Bu havuzların içerisinde sıcaklığı 40-42 dereceye kadar ulaşan şifalı sular bulunur. Otel tesisleri içerisinde var olan termal sudan misafirler özellikle romatizmal hastalıkların ve deri hastalıklarının tedavisinde kan dolaşımının düzenlenmesinde, idrar yolları, kireçlenme ve beslenme bozukları gibi rahatsızlıkları tedavi etmede alternatif bir çözüm yolu olarak faydalanmaktadır.Termal suyun yapısında bulunan kalsiyum, potasyum, demir, nitrat ve kalsiyum karbonat benzeri mineralleri içeriyor olması suyun termomineral özelliğe sahip olduğunu gösteriyor. Fizyoterapi merkezleri olarak kullanılan havuzlar ve banyolar çeşitli rahatsızlıkları olan insanlar için çözüm yolu…
Biletall.com’dan En Ucuz Bolu Otobüs Biletini Bul »
Balçova Termal Tesisleri
Tarihi kaynakların birçoğunda “Agamemnon Kaplıcaları” olarak bilinen Balçova Termal Tesisleri, bünyesinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri’ni bir arada barındırıyor. Çevresinde bulunan doğal güzelliklerle birlikte modern tıbbın değişik imkânlarını, bu yöntemle iyileşmek isteyen hastalarının önüne bir fırsat olarak sunuyor. Türkiye’nin en önemli sağlık rotaları arasında yer alan bu tesis, Kineziterapi (Grup ve Su İçi Egzersizleri), Balnoterapi (Banyo Bilimi), Elektroterapi (Elektrik Ajanlı Tedavi) gibi farklı yöntemleri hastalarını iyileştirmek için kullanıyor.
Türkiz Otel Thalasso Center
1990 yılından beri hizmet vermekte olan termal otel, 1999 yılı ile birlikte yapılan yenileme çalışmalarından sonra Türkiye üzerinde “Dünya Thalasso Federasyonu” tarafından belirlenen standartlara uygun olarak sertifikalı hizmet veren sağlık merkezleri arasında yer aldı. Türk Hamamı içerisinde deniz suyunun yer almasıyla gerçekleştirilen terapi ile farklı masaj teknikleri bir arada uygulanıyor. Kurulu olduğu alan içerisinde Hidro Masaj Banyoları, Hamam, Sauna, Yosun Odaları ve Şok Duşları gibi benzer, vücudu dinlendirici etkiye sahip birçok merkez bulunuyor.
Güral Harlek Termal Otel
Termal suyun çıktığı noktada su sıcaklığı 95 derecedir. Ancak otel içerisinde yer alan termal havuz suyunun sıcaklığının 39 ila 43 derece olduğu sınırda, su havuzlarda kullanılıyor. Kullanılan bu termal suyun birçok hastalığı iyileştiği vurgulanıyor. Romatizmal hastalıklar, eklem ağrıları, ruhsal hastalıklar, boğaz hastalıkları ve cilt hastalıklarının tedavisinde, olumlu sonuçlar verdiği için alternatif tedavi yöntemi olarak görülüyor.
Alanya Damlataş Mağarası
Antalya’nın Alanya ilçesinde Damlataş Plajı’nda yer alan mağara, Astım hastalarının sağlığına kavuşmasına yardımcı oluyor. 1948 yılında bir inşaat için malzeme aranırken tesadüfen keşfedilen bu mağara, deniz seviyesinden aşağıda olup 760 milimetrelik bir hava basıncına, 22 0C’ye ve %95 oranında nem düzeyine sahip… Nem oranı fazla olsa bile serin bir yer olduğu için astım hastalığı olanları rahatsız etmiyor. Astım hastalığı olanlar bu mağarayı 21 gün boyunca günde 4 saat olmak üzeri düzenli bir şekilde ziyaret ediyor. Bu sayede zaman içerisinde rahatsızlıkları gözle görülür şekilde düzeliyor. Mağara, astım hastalarını ağırladığı gibi her geçen gün binlerce turistin de ilgisini çekmeye devam ediyor.
Denizli Karahayıt/Kırmızı Su
Denizli’nin Pamukkale ilçesinde yer alan Karahayıt beldesinde demir içeriği bakımından oldukça zengin ve sıcaklık olarak 40 dereceye ulaşan suyun birçok hastalığa şifa kaynağı olduğu dile getiriliyor. Var olan su termal özelliğe sahip olduğu için yazın ve kışın hem turistik hem de şifa bulma amaçlı olarak milyonlarca kişi ziyarete geliyor. Genellikle bedensel rahatsızlıkları olan hastalar, büyük miktarda kalsiyum ve demir içeriğine sahip olan bu kaplıcaya gelmeyi tercih ediyor. Kaplıcada yer alan bu kırmızı suyun romatizmal birçok hastalığa iyi geldiği bilindiği gibi deri hastalıkları, bel ve boyun fıtığı, diyabet, sindirim ve egzama gibi hastalıklar için de şifa kaynağı olduğu söyleniyor.
