Bu hafta sizler için; anıtların, türbelerin, mesire yerlerinin, hanların ve kervansarayların memleketi Bilecik’teydim. Normalde Marmara Bölgesi’ne ait bir il olan Bilecik’i diğer illerden ayıran en değişik özelliğin, dört bölgede de toprakları olduğunu biliyor muydunuz? Marmara Bölgesi’nin güney doğusunda kalmasına rağmen aynı zamanda hem Ege, Hem Karadeniz hem de İç Anadolu bölgelerinde toprakları olan il, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğunun kurulduğu bölgede yer almaktadır. İslam ilahiyatçısı ve Osmanlı’nın en önemli isimlerinden biri sayılan Şeyh Edebali’nin türbesi de yine bu önemli ilimizde bulunmaktadır.
Hem doğal hem de tarihi güzellikleri anlatmakla bitmeyecek bu şehrimiz, antik çağlardan beri çok önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. İl sınırlarına girdiğimde bu mistik havayı soluyarak, tarihte çok önemli bir konuma sahip olan Bilecik’te vakit geçirmenin her anlamda keyifli ve önemli olduğunu daha iyi anlamamak mümkün değil!
Bilecik’in yer aldığı topraklar; doğal güzellikler olan göller, dereler, yeşilin her rengi ile bezenmiş ormanlar ve elbette maden ocakları bakımından verimli olması ile de bu şehrin korunması gerektiğinin en güzel kanıtlarıdır. Her ilçesi ayrı güzellik taşıyan Bilecik’te ilçeleri sıralamak gerekirse; en başta Bozüyük diyebilirim. Tarih kitaplarından çoğumuza tanıdık gelecek olan bu isim, Bilecik’in antik çağlardan beri ne kadar önemli bir yerleşim merkezi olduğunu anlatmaktadır. Frigler döneminde bile bu bölgede yaşam oldukça hareketli bir şekilde sürüyordu. İlçe, günümüzde birçok fabrikaya ev sahipliği yapıyor.
Bilecik’te yer alan diğer ilçelerden biri de Gölpazarı olmaktadır. Bu güzel ilçe de Bizans döneminde Osman Gazi tarafından Osmanlı’ya katılmıştır. Bereketli meyve ürünleri ile ünlü bir ilçemizdir. Bir diğer ilçesi olan Osmaneli ise, eski bir yerleşim yeri olup, Trakya, Roma ve Bizans dönemlerine ait çok eski kalıntılara sahiptir. Günümüzde Osmaneli’de her sene düzenlenen Karpuz Festivali, ilçeye hareketlilik kazandırmaktadır.
Pazaryeri de yine Bilecik’in eski yerleşim alanlarından biridir. Bu ilçeye geldiğimde hediyelik eşyalar, özellikle de turistlerin ilgisini çeken toprak eşyalardan gözümü alamadım. Ağaç eşya yapımı da devam ettirilen ilçenin en lezzetli ürünü de pazaryeri bozasıdır. Buraya gelen herkesin tatması gereken bir ürün olduğunu düşünüyorum. Pazaryeri ayrıca özellikle bira yapımında önemli bir katkı maddesi olan şerbetçiotu yetiştirmesi ile de oldukça ünlü bir yer. Öyle ki bu üretimin dünya kalitesi herkes tarafından onaylanmış. Yenipazar ilçesi de Bilecik’e gelmişken görülecek yerler arasında sayılabilir.
Bilecik’in bir diğer ilçesi olan Söğüt ise, yine Bizans döneminde, Osmanlı topraklarına katılan yerleşim yerlerinden biriymiş. Ertuğrul Gazi burayı oldukça sevmiş olacak ki Söğüt büyük bir mücadele sonucu kuşatılmış ve alınmış. Her yıl düzenlenen Söğüt şenliklerine de oldukça fazla katılım sağlanmaktaymış. Bir diğer ilçe olan İnhisar ise, daha önceden Söğüt’e bağlıymış ancak önemli bir coğrafi konuma sahip olması nedeni ile 90’lı yılların başında ilçe haline getirilmiş.
Bilecik’te hemen bütün ilçeler uzun bir tarihi geçmişe sahipken, doğal güzelliklerini de es geçemem. Temiz yayla havası, buz gibi soğuk suları bu güzel ilde arabanızdan inip yürüyüşe çıkmak için en güzel sebeplerden olduğunu düşünüyorum. Özellikle büyük şehirlerin gökdelenlerinden, plazalarından, trafik sıkışıklığından bunalan herkesin Bilecik’i görmesini tavsiye ederim. Hatta vakti olanlar sadece yürüyüşle yetinmeyebilir ve kamp kurarak sakin ve sağlıklı bir gece geçirebilirler.
Yaylaları ile ünlü dedim o zaman sizlere birkaç önemli isim vermem çok daha yararlı olabilir. Bu yayla isimlerini şehirde sorduğunuz zaman sizlere tarif edecek birilerini mutlaka bulacaksınızdır. Bu isimlerden bazıları olan Kömürsu Yaylası, Çiçekli Yayla, Sofular Yaylası ve Uzunçam Yaylası’dır. Hangisine gitmeyi seçerseniz seçin bol oksijen ve kekik kokularının sizlere iyi geleceğini garanti ediyorum. Birçok yaylada kamp yapma olanağı bulabileceğiniz gibi kış turizmi içinde değişik alternatifler isterseniz bu yerleri gönül rahatlığı ile tercih edebilirsiniz. Doğa yürüyüşlerini benim kadar sevenler içinde hemen hepsi son derece keyifli yerler.
Bilecik ilimiz, mesire yerleri açısından da oldukça zengin bir yer. Özellikle hafta sonu günübirlik seyahat etme fırsatınız varsa o zaman sizlere önerebileceğim en güzel yerlerden biri olan Pelitözü Göleti’ni mutlaka gidip görün diyebilirim. Şehrin merkezine sadece 7km uzaklıkta olan bu yer, belgesel filmlerinden fırlamışçasına görkemli çam ağaçları ile çevrili bir gölet. Ziyaret edebileceğiniz diğer bölgeler ise, Küçükelmalı Gölet Çevresi, Bozcaarmut Gölet Çevresi, Türbin Mesire Yeri, Kınık Şelalesi, Atatürk Köşkü, Dodurga Barajı ve Yukarı Çaylı Şelalesi olarak söylenebilir. Bu bölgelerin hemen hepsi muhteşem güzellikte doğa ayrıntıları ile çevrilidir.
Yazımın ilk başında da belirttiğim gibi Bilecik anıtları, kaleleri ile de oldukça önemli bir konuma sahiptir. Bozüyük ilçesinde bulunan ve Kurtuluş Savaşı simgelerimizden biri olan Metristepe Anıtı ve Söğüt’teki Türk Platformları Anıtı da yine görülmesi gereken yerler arasındadır. Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılan şehir merkezindeki Saat Kulesi’nin görüntüsü ise, adeta kartpostalı andırmaktadır.
Kaleminize sağlık, çok güzel bir Bilecik yazısı olmuş.